Ağrı’da ikamet etmem hasebiyle genel ve yerel seçimlerde birçok maratona tanık oldum. Seçimlerin finale kadar genel anlamda alevli geçtiğini söyleyebilirim. Usul ve üslubun belli reaksiyonlara kapılarak dalgalandığını söylemek mümkündür. Ancak ilk defa bir yerel seçimde adayların çok ciddi anlamda suhuletle kampanya yürüttüklerine şahit oluyorum. M. Salih AYDIN, M. Şafi ERİM ve M. Arif YILMAZ gibi toplumun kılcal damarlarını bilen, siyaset üçgeninde âdâb-ı muaşereti önemseyen ve STK kültürüyle topluma hizmet eden üç önemli karakter olunca, haliyle siyasi dilde nezaket mevsimini görmek mümkün olduğu gibi ziyadesiyle mesrur ediyor.
Seçim çalışmaları başladığından beri gerek sosyal medyada gerekse saha çalışmasında bu üç önemli adayın birbirlerine yanlış bir söylem ve eylem içinde olduğunu görmedim. Zaman zaman sürtüşme, eleştiri ve tepkiler olsa da bu sadece seçim icabı, siyaset dünyası gereği hoş karşılanabilir. Genel anlamda sakin bir dil ve kampanya yürütülüyor. Siyasetin 3M (M. Salih AYDIN, M. Şafi ERİM, M. Arif YILMAZ) kişilikleri bir anlamda siyasete yeni bir misyon yüklediler. Aslında bu nezaket dili ve mâkûl eleştiri usulü tam bir STK kültürünün meyvesidir. Üç öncünün de uzun zamandır sivil inisiyatif anlamında hizmet ettiklerini biliyoruz. Gerek münferit gerek ise kolektif birçok hizmete vesile olduklarını sanırım bütün toplum şahit olmuştur. İşin aslına bakınca STK kültürünün doğru işlemesiyle ne kadar önemli sonuçlar verdiğini görebiliriz. Son tahlilde 1 Nisan itibariyle bu kadim coğrafyayı bir kişi yönetecek ve diğerleri ise tebrik edip, hayata kaldıkları yerden devam edeceklerdir. İşte önemli olanda burası!
Seçim bitikten sonra birikmiş yığınca keşkelerle mi yoksa mâkûl bir siyaset diliyle mi nihai bir siyasi arenayı geride bırakacaklar? Toplum nezdinde nezaketini yitirmeden olgun siyaset yapan her kim varsa, uzunca süre teveccüh görmüştür. Kanaatimce bu yerel seçimin kavgasız ve olgun geçmesinin yegane nedeni; STK kültürünün bilinciyle siyaset yapan üç önemli karakterin özüne sivil inisiyatif tohumunu atmış olmalarındandır. Buda Ağrı siyasetine yeni bir misyon yüklemiştir. Bu anlamda; toplumu germeden, ölçülü eleştirilerle ve mâkûl bir siyasi dil ile kampanyalarını yürüten AYDIN, ERİM ve YILMAZ’a toplum olarak bizlerde teşekkür borçluyuz.
Her şey siyaset değildir. Ağrımız son tahlilde küçük memlekettir. Haliyle herkes dolaylı ya da doğrudan birbirini tanır. Aynı caddede dolaşır, aynı camide ibadet eder, aynı düğünlere, taziyelere gider, aynı dükkânda alışveriş yapar ve çoğu kez aynı tabakta yemek yer. İşte bunun için seçim sürecinin suhuletle geçmesini sağlayan adaylara hassaten teşekkür etmemiz gerekir. Bir kez daha gür bir sesle ifade etme İhtiyacı duyaraktan haykırıyorum. STK kültürünün doğru işlendiği her toplum; hayata, gelişime ve geleceğe dair doğru taşlar yerine bırakır. Yol olur, yoldaş çoğaltır. Hiç olmaz denilen memleket şahlanır. Yeter ki doğru kültürle, doğru insanları buluşturalım.
Bu vesileyle; yıllardır insanımızın maddi, manevi ihtiyaçlarına can-ı gönülden koşan, kaplarına aş, kapılarına anahtar, evlerine çatı, yollarına taş, gözlerine yaş, yaşlarına yoldaş, gönüllerine gönüldaş, acı ve sevinçlerine paydaş olan bütün STK’ları tebrik ve teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız. Bu mübarek Ramazan ayında birçok insanımızı mesrur ettiğiniz için müteşekkiriz. Bu aziz milletin evlatlarını; siyaset, spor, sanat, edebiyat, inanç, ibadet, sosyal sorumluluk, üsve-i hasene şiarıyla en güzel şekilde yetiştirip topluma kazandırmanız dileğiyle…
Seçim üzeri olduğu için tabi milletin dilinden konuşacaklar önemli olan seçimden sonra bu anlayış hoşgörü milletin dilinden anlayan milletin derdine derman mi olacaklar yoksa dertlerine dert mi katacaklar